8 Mart 2016 Salı

Ve Tanrıça Futbol Topunu Yarattı



Konumuz kadınlar ve futbol; kavramları ülke sınırları içerisine çekersek, Türk Kadını ve Futbol. Bu iki kelimeyi cümle içinde kullandığımızda ise genellikle özne “kadın” nesneden “futbol” şikâyet etmektedir. Ya hanım kocasının her akşam bir futbol maçı izlemesinden ya da anne oğlunun yeni kösele ayakkabılarının okulda plastik top peşinde koşarken yıpratmasından mustarip. Bakışımızı biraz genişletip dünyaya baktığımızda ise durumlar değişiyor. Nice erkek futbol takımını yenecek bayanlardan oluşan futbol takımlarına veya okulda futbol topu peşinde koşan kızlara rastlayabiliyoruz. Ayrıca ülkemizin sesini Avrupa’ya duyurmuş bayan futbol takımlarımız da var. Şimdi biraz zamanda geriye gidip, ilk şutu çeken hanımefendi kimmiş onu bulalım.

Çocuk ta yaparım, FM kariyeri de
Bütün spor dallarının atası sayılan Olimpiyatlar için geçmişe gittiğimizde, Yunan Mitolojisindeki kadınların ve evliliğin tanrıçası Hera adına düzenlenen Herea Oyunları’na rastlıyoruz. Koşu yarışmalarını içeren bu müsabakalar dışında, daha sonraki yıllarda Antik Olimpiyatlar kapsamındaki atlı araba yarışlarında kadınların da yer almasına izin verilmiş. Sadece erkeklerin yarışmasına izin verilen Olimpiyatlarda, kadınların yarışmaları izlemesi bile yasak, yasağa uymayanlara ise ölüm cezası verilirmiş. O zamandan bu zamana adını tarihe yazdırmış, altın “topuklu” ayakkabı sahibi hanımefendilerin “Yunan Prensesi Cynisca” ve “Makedonyalı Bilistiche” isimlerini yâd ederek biraz günümüze ve futbola yaklaşalım.

Çin’de kadınların futbola benzer oyunları oynadığına dair kanıtlar olsa da tarihe not düşülen ilk bayanlar futbol karşılaşması İskoçya’da 1892 yılında gerçekleşmiş. Bilinen ilk kadın futbol kulübü Britanyalı Hanımefendilerin Futbol Kulubü (British Ladies Football Club) adıyla 1894 yılında Nettie Honeyball isimli bayan tarafından kurulmuş. Aslında Nettie Hanımın anne ve babasının kızları için harika bir isim seçtiğini savunabiliriz. “Nettie”’yi “Ağ Ören Bayan” ve “Honeyball”u da “Ballıtop” olarak çevirsek, bu teze karşı hipotez çıkmayacağını düşünüyoruz. Şaka bir yana, kadın futbolunun başlangıcının futbolun doğduğu yer İngiltere olduğuna şaşırmasak ta, 1921 yılında İngiltere Futbol Federasyonu’nun kadınlara futbol yasağı getirmesini şaşırtıcı buluyoruz.

Rock’n Ball!
1950’lerde Büyük Buhran ve II. Dünya Savaşı sonrası normalleşmeye çalışan insanoğlu, sıcak savaştan sıkılıp biraz da soğuk savaşmaya başlamış, Amerika-Sovyet rekabeti dünyamızı aşmış ve uzaya taşınmıştı. On yıl içine ikişer Yaz ve Kış Olimpiyatları ile futbol alanında üç Dünya Kupası sığdıran bu dönemde kadınların da boş durması beklenemezdi. Önce ABD, sonrasında Latin Amerika ile başlayan süreç, haliyle Avrupa Kıtası’na da yayılmış; resmi olmayan turnuvalarda kadın milli futbol takımları birbirleriyle mücadele etmeye başlamışlardı. 1969 yılına geldiğimizde İngiltere Kadınlar Futbol Federasyonu kuruldu. 1971’de ise İngiltere’deki 50 yıllık kadın futbolu yasağı kalktı, aynı sene UEFA ülke federasyonlarının erkek ve de kadın futbolunu bir arada kontrol etmesi hakkındaki kararı açıklandı. Resmi şekilde yönetilen kadın futbolu, artık yavaş yavaş kıtasal ve küresel olarak turnuva düzenlemeye hazır hale geliyordu. 

Bir önceki paragraftan 30 sene sonrasına zıpladığımızda, yani 1980 yılının başında, henüz George Lucas’ın İmparatorluğu tekrar vurmamış, Queen grubu “The Game” albümünü yayınlamamıştı. İngiltere’de ise Thatcher dönemi başlamıştı. Avrupa Kıtasının ilk kadınlar futbol organizasyonu için elemeler 16 ülkenin katıldığı dört grupta 1982 yılında başlamıştı.


1984 yılında ilk kez düzenlenen UEFA Kadınlar Şampiyonası her grubun birincisinin katıldığı finallerin sonunda, turnuva birincisi İsveç olurken, kupayı penaltı atışları sonrası kaybeden İngiltere ikinci oluyordu. Yarı finalde kaybedenler Danimarka ve İtalya ise üçüncülüğü paylaşıyorlardı. 1997 senesinden sonra düzenli olarak 4 yılda bir yapılan turnuvada ağırlığını bir hayli hissettiren Alman hanımlar, toplamda 8 kez, üst üste 6 defa şampiyon oluyorlardı.


Kadınlar Futbol Dünya Kupası’na geçmeden önce Alman Kadın Futbol Milli Takımı’na daha yakından bakmak istiyoruz. Bu seçimin haklı nedenlerinden biri için 2014 yılının Ocak ayında düzenlenen FIFA Dünyada Yılın Futbolcusu (Ballon D’or) ödüllerine gidiyoruz. Ronaldo’nun gözyaşları ve Messi’nin mürdüm eriği rengi takım elbisesinin gölgesinde kalsa da, kadınlar en iyi oyuncu ve en iyi teknik direktör ödülleri Alman Nadine Angerer ve Silvia Neid tarafından kazanıldı.



Almanya’nın 1 numarası, Dünya’nın bir numarası
Bavyera Eyaleti’nin Lohr kasabasında 1978 yılında dünyaya gelen Nadine, kariyerine ASV Hofstetten takımında hücum oyuncusu olarak başlar. Yedek kulübesinde beklediği bir maçta sakatlanan kalecinin yerine oyuna girince, kalecilik yeteneği keşfedilir. İki Bundesliga ve dört Almanya Kupası kazandığı ülke içi başarılarının yanında bir sene İsveç liginde oynamış, şu an kadrosunda yer aldığı Avustralyalı Brisbane Roar takımından sonra başka bir kıtaya, Amerika Birleşik Devletleri’ne gidip, Portland Thorns’da kariyerine devam edecek.
Ballon D’or ödülünü alan ilk kaleci olmasının yanı sıra Almanya’nın 2013 Avrupa Şampiyonası’nı kazanmasını, finalde Norveç’e karşı iki penaltı kurtararak büyük ölçüde sağlamış; aynı zamanda maçın oyuncusu seçilmişti. Bir diğer Alman futbol efsanesi Birgit Prinz’den sonra milli takım kaptanlığını sürdürmektedir.




Die Königin (Kraliçe)
Hanımların yaşları konusunda hassas olduklarını göz önüne alarak, Silvia Neid’in kariyerine tarihsel not düşmeden rakamlar üzerinden konuşalım: Silvia Neid orta sahada görev yapan bir futbolcu olarak 14 yıllık milli takım kariyerinde 111 kez forma giyip 48 gol attı. Teknik direktör olarak, U19 Alman Milli Takımı ile 2004 yılında Dünya Şampiyonası’nı kazandı. Bu başarı ona A Mili Takım’ın kapılarını açtı. Görev yaptığı dokuz yıllık dönemde yaklaşık %72’lik galibiyet oranı yakaladı. Bu süre içerisinde bir Dünya Kupası ve iki Avrupa Kupası kazandı. 



Aynı yıl içinde hem Dünya Kupası hem Avrupa Kupası
1991’de Çin ve 1995’de İsveç’te düzenlenen FIFA Kadınlar Dünya Kupası aynı yıllarda düzenlenen UEFA Kadınlar Avrupa Şampiyonaları ile çakışmıştı 1997 yılında oynanan, Norveç ve İsveç’in ev sahipleri olduğu Avrupa Şampiyonası sonrasında, organizasyon dört yılda bir kez düzenlenmeye başladı. Böylece çift yıllarda erkekler ve tek yıllarda kadınların katıldığı futbol turnuvaları ile her yıl bir organizasyonu izlemek mümkün kılınmıştı.
Dünya Kupasındaki Almanya üstünlüğü, 2011’de hem de Almanya’da, Japonya’nın finalde ABD’yi yenip kupayı kazanması ile şimdilik son bulmuş gözüküyor. Çeyrek finalde Almanya’yı ikinci uzatma devresinde 108. dakikada attığı golle yenen Japonya, sonrasında İsveç’i 3-1’lik skor ile geçip finale kalmıştı. 2015’te Kanada’da düzenlenecek bir sonraki turnuva öncesinde, önceki yıllarda kupayı kazanan ve finalde kaybeden takımlar aşağıda yer alıyor:


Almanlar kazanınca biz de (haliyle) kazanmış sayılmadık
Tesadüfen mi gerçekleşti bilinmez ama Türkiye Kadınlar Birinci Futbol Ligi’nin 1994’te ve Türkiye Kadın Futbol Milli Takımı’nın 1995’te kurulması, Türkiye’nin ilk kadın Başbakanı Tansu Çiller zamanına denk gelir.
Ligin ilk dört sezonunda şampiyon üst üste Dinarsuspor olur. Devamında 2003 yılında dek şampiyonluk dört farklı kulübe gider. 2003 yılına gelindiğinde ligler oynanmaz ve üç yıllık bir ara verilir. Gazi Üniversitesi’nin şampiyonluğu ile başlayan ikinci perdede üç farklı takım daha mutlu sonra ulaşılır. 2012-2013 sezonu şampiyonu Konak Belediyespor yerel başarısını Avrupa’da da sürdürür. İlk kurulduğu yıldan bugüne şampiyonlar:


Sanılanın aksine kurulan ilk kulüp 90’lı yıllarda kurulmadı. Türkiye'de ilk bayan futbol takımı 1971 yılında ' İstanbul Kız Futbol Takımı' adı ile kurulur ve 1973 yılında Dostluk spor adını alır. Rakip bir bayan futbol takımı olmaması nedeniyle genellikle gençlerden veya futbolu bırakmış futbolculardan oluşan takımlarla maçlar yapılır. Bu arada başka takımlar da kurulur fakat bayan futbol takımlarının yeterli sayıda ve istenilen düzeyde olmayışından dolayı 1990'lı yıllara kadar bayan futbolunda, erkekler ile gösteri maçları yapmanın ötesinde büyük bir organizasyon gerçekleştirmek mümkün olmamıştır. Dinarsu Bayan Futbol Takımı 1982 yılında kurulur. Şampiyon olabilmek için 1993 yılında oluşturulan ve 16 takımın katıldığı Türkiye 1. Bayan Futbol Ligi’nin başlamasını bekler. Dört sene üst üste şampiyonluk maalesef bolluk ve bereket getirmez; 1997 - 1998 yılında ekonomik problemler yüzünden ligden çekilmek zorunda kalır.
Almanya'nın ünlü Schwabisch Hall ve Stuttgart-Stockach Turnuvaları'nda başarıyla mücadele eden Dinarsuspor dereceler kazanarak Türk Kadının futboldaki rüştünü Avrupa’ya kanıtlar. Bayanlarımızın başarısı Avrupa Kulüplerinin dikkatini çeker. Bayan Milli takım futbolcusu ve de Dinarsu takımının kaptanı Ayşe Kuru Almanya'nın FCR Duisburg takımına transfer olarak Avrupa'ya transfer olan ilk Türk bayan futbolcu unvanına sahip olur. 

"Futbol erkek oyunu değildir"
1995 yılında kurulan Milli Takımımızın henüz uluslararası turnuvalara katılabilmiş değil.   1999’dan itibaren Dünya Kupası ve 1997’den itibaren Avrupa Kupası elemelerinde başarı sağlanamadı.
Türkiye'nin tarihinde ilk kez düzenlediği UEFA U19 Avrupa Kadınlar Şampiyonası’ndan yüzünün akıyla çıkmasını bildi. Antalya'da 2-14 Temmuz tarihlerinde yapılan organizasyonun sonrasında UEFA’dan resmi teşekkür alındı. Kupayı finalde İspanya’yı yenen İsveç kazanırken, gol kraliçesi İsveçli Elin Rubensson oldu. Milli oyuncumuz Eda Karataş turnuvanın en iyi 10 oyuncusu arasına seçildi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder